portishead’in “roads” parçası altında sevişirkenki hâlet-i ruhiyeni hiç, ama gerçekten hiç bir kimseye anlatamıyor; o anki hissiyatını hiç, ama gerçekten hiç bir kimseyle paylaşamıyor; dumanlı kafayla ve “roads” eşliğindeki sevişme durumunu hiç, ama gerçekten hiç bir şekilde sınıflandıramıyor; çelloların bulutları yırtarak yükseldiği mezürleri hiç, ama gerçekten hiç bir şekilde aklından çıkaramıyor; beth’in doğaç ve içten çığlıklarını hiç, ama gerçekten hiç bir şekilde rüyalarından kovamıyor; insanları, “roads”un atmosferinde kafaları dumanlı sevişenler ve “roads”un atmosferinde kafaları dumanlı sevişmeyenler olarak ikiye ayırmaktan kendini alıkoyamıyor; sonsuza kadar o parçayla beraber kafan güzel sevişerek kalmayı elde edebilmek için ruhunu şeytana bile satmaya kendini hazır hissediyorsun…